Kadın

Yasak ve katliamlar onların, sokak ve özgürlük kavgası bizim!

Kadınlar belirli aralıklarla yaptığı koordinasyon toplantısının bir yenisini 26-27 Mart tarihlerinde Ankara’da, birçok bölgeden gelen kadınların katılımıyla gerçekleştirdi. İstanbul, İzmir, Ankara, Mersin ve Dersim’den kadınların bir araya geldiği buluşma Pembe Hayat Derneği’nde gerçekleştirildi. İlk gün 2 oturum şeklinde yapılan atölyede, “LGBT hareketi ile kadın hareketi arasındaki ilişkilenme, öz örgütlenmelerimiz ve iktidar biçimleri” ve “seks işçiliği” başlıkları altında verimli tartışmalar yürütüldü. İkinci gün ise geçmiş süreç değerlendirmesi ve gelecek süreç örgütlenmesi gerçekleşti.

Pembe Hayat Derneği ile ortak gerçekleştirilen atölyede, Pembe Hayat aktivistleri ilk olarak LGBTİ mücadelesinde kullanılan kavramları açarak tartışmalara başladı. Kavramların kısa hatırlatılmasından sonra LGBTİ mücadelesi ile kadın mücadelesinin ortak mücadele alanlarının nasıl yaratılacağı üzerine tartışmalar yürütüldü. Bu kısımda kadın mücadelesi ile trans kadınların mücadelesinde, belli ortaklıklar, eylem ve politika birlikteliklerin yakalandığı ancak bir bütün LGBTİ mücadelesinde meselenin sadece eylem alanlarında değil erkek egemenliğine karşı ortak politika üretmenin önemi üzerine de duruldu. İkinci oturumda ise seks işçiliği üzerine bir tartışma yürütüldü. Bu bölümde seks işçiliğine dair yazılan bir makale üzerinden tartışmalar başladı. İşçilik olup olmadığına dair yürütülen tartışmalar birçok yeni tartışmaya kapı aralarken, kafalarda soru işaretlerine yol açtı.

2. gün, geçmiş süreç değerlendirmesi, yayın ve planlamalar ile devam etti. İlk olarak YDK’nın faaliyeti olduğu alanlar, 8 Mart çalışmalarının aktarımını ve komisyon değerlendirmelerini yaptı. Alan aktarımlarının ardından 3 ayda bir çıkan yayının içeriğine ve dağıtımına dair çeşitli tartışmalar yürütüldü. Alanlardaki kadınların yayına kendilerini taşıyabilmesi ve yayını geliştirebilmesi için, alanlarda dergi çıktıktan sonra değerlendirme toplantıları yapılması, bu toplantı notlarının ve konu önerilerinin Yayın Kurulu’na gönderilmesinin önemi vurgulandı. Yayının tüm yönleriyle değerlendirilebileceği, bir yandan “Kadınlar olarak yazı yazmakta neden bu kadar zorlanıyoruz?” sorusunu kendimize sorabileceğimiz bir yandan da ayrımcılıktan arınmış, homofobi ve transfobi karşıtı bir dilin nasıl oturtulabileceğine ilişkin deneyimlerin aktarılabileceği, formatını Yayın Kurulu’nun belirleyeceği bir buluşmanın Haziran ayı içerisinde organize edilmesi kararlaştırıldı.

İlk gün yürütülen tartışmalarının sürdürülmesi ve alanlara taşınması gerektiği belirtilerek; alanlarda okumalar ve LGBT örgütleriyle ortak atölyeler yapılması kararlaştırıldı. Bu tartışmaların bir parçası olarak trans seks işçisi Zirve Soylu’nun çeteler tarafından uğradığı saldırılara karşı verdiği hukuk mücadelesinin bir parçası olarak İstanbul’da devam eden davasına katılım sağlanması kararlaştırıldı. 8 Mart çalışmalarında dahi oldukça göze çarpan ve sonrasında Ankara ve İstanbul’da gerçekleşen patlamalarla insanlar üzerinde yarattığı korkunun şu süreçte her şeyin önüne geçtiği; insanların sokağa çıkmaya bile korktuğu, bir diğer yandan Kürdistan’da sokağa çıkma yasaklarının hüküm sürdüğü, insanların evlerinin bombalandığı bir dönemden geçildiği; insanlar üzerinde oluşan bu korkunun ise tam olarak devletin yaratmak istediği politik atmosfer olduğu belirtildi.

Buna karşı en güçlü başkaldırıyı kadınların gerçekleştirdiği ve yine kadınların gerçekleştirebileceği, bu korkuyu bir aradayken aşabileceğimiz ve bu politikalara karşı sokakları daha çok sahiplenmemiz gerektiği ifade edildi. Önümüzdeki günlerde sokağa daha çok çıktığımız, yaratıcı eylemlerimizle sokağa renk kattığımız, bir yandan da yaşadığımız toplumsal travmanın nedenlerini ve baş etme yöntemlerini tartışacağımız etkinlikler, kahvaltılar, küçük buluşmalar düzenlenmesi ve kadınların birbirine temasının artırılması kararlaştırıldı. Bu minvalde 1 Mayıs’ta, yaratılan tüm korku furyasına inat ablukaların karşısında sokaklarda olma kararı alınarak toplantı sonlandırıldı. Önümüzdeki görev, sokağa çıkma yasakları, abluka ve katliamlarla hem fiziksel hem de zihinsel olarak kadınları sınırlamaya, sindirmeye ve yıldırmaya çalışan sistemin zincirlerini kırmak için mücadele yöntemlerini geliştirmek olacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu