Güncel

Umudu yaratanlara ve savaşanlara sahip çıkalım..‏.

Adaletin’de, savcılarının da uyuduğu, burjuva mahkemelerinin bir diğeri geçtiğimiz günlerde Balıkesir’de tekrar görüldü.

Abdullah Cömert davasında, devletin; katilleri nasıl koruduğu, halka tecelli etmeyen adaletin nasıl olabileceğinin ispatı bir kez daha yapılmış oldu.3 Şubat’ta Balıkesir’de görülen Abdullah Cömert davasında, önce duruşmayı halka kapatıp, izlemeyi yasakladılar.. Sonra da Mahkeme başkanı, devletin tetikçisinden yana tavır aldı ve müşteki vekillerinin tek bir talebini bile dinlemedi. Şaşırmamak gerek.

Şaşırmamak gerek çünkü; Halktan nasıl korktuklarını mahkemeyi izleyice kapatarak bile göstermiş olmalarına rağmen, bu duruma pratik anlamda tepki gösterenlerin de bir avuç insan olduğunu biliyorlar!

Şaşırmamak gerek çünkü aramızda hala tetikçileri dolaşıyor!

Şaşırmamak gerek çünkü yeteri kadar bu durumu reddetmiyoruz!

Abdullah Cömert’in abisi Adnan Cömert’i işten çıkartan CHP’liler, baskılar karşısında ihale sürecinden sonra taşeron olarak tekrar başlayabileceğini söylemişti hatırlayacak olursanız…

Balıkesir’deki dava sırasında bir çok devrimci kurum ve siyasi partinin katılımı oldu..

Adliye meydanında; slogan seslerini, içerdeki burjuva hukukunun hakimine duyurmaya çalışan devrimcilerden başka birde CHP’liler vardı, “1’i ses aracı olmak üzere 3 otobüs ve 3 otobüsün içinden de toplam 30-40 katılımcı ile birlikte…”

Kitlesel baskının, devrimci dayanışmanın bugüne kadar gerek Gezi’de gerek öncesinde ve sonrasında ne kadar büyük etki yarattığını tartışmaya gerek yok..

Bu nedenle olması gereken duruşmayı izleyiciye kapatan hâkime dışarıdan sloganlarla o sesi o baskıyı hissettirebilmekti…

Olması gereken aile içerdeyken, burada evlatların var diyebilmekti.

Ama ne yazık ki içerde Hatice anne fenalaşıp hastaneye kaldırılırken, devrimci bir kaç kurum bu amaç için seslerini, sloganlarını ve isyanlarını duyurmaya çalışırken, Abdullah’ın abisini işten çıkartan CHP’liler, adliye sürecini reklam aracı olarak kullanabilmek için Biber Gazı şarkılarını çalmayı daha uygun buldular…

Kitlesel harekette, aynı yoldayken hayatlarını kaybedenlere karşı sahip çıkma anlayışımızın ne denli zayıfladığının göstergelerinden bir tanesidir Balıkesir Adliyesi önü..

Öyle ki Biber gazı şarkıları çalıp eğlenen CHP’lilere bu meydanı bırakanlar da bizleriz.. Onlardan çok farklı bir tepki beklemiyoruz yoksa..

Duruşma sonunda yitirdiğimiz fidanlarımızın aileleri acılarını dillendirirken, Hatice Anne bizlere, “Sizde benim evladımsınız” diye sarılıp ağlarken, o ananın feryadına böyle mi sahip çıkacağız?

Devrim şehitlerine karşı sorumluluklarımız iki tweetle bir mesajla bitmiyor yoldaşlar..

Nasıl ki Devrimi inşa edecek olan bizlersek, bu uğurda hayatlarını verenlere de sahip çıkacak olan da bizleriz..

Berkin’e Ethem’e Ali’ye, Ahmet’e, Medeni’ye bir avuç olarak mı sahip çıkacağız!..

Bir futbol maçında bile seyircisiz oynama cezasına stadın dışından sloganlarla destek olan taraftar grubu kadarda mı olamadık?

Ki bizim mücadele ettiğimiz alan insanlık mücadelesidir.. Devrim mücadelesidir.. Ezilenlerin, Ötekileştirilenlerin mücadelesidir.

Bizim mücadelemiz; Bu uğurda kaybedilen, Ethem’dir, Ali’dir, Berkin’dir, Medeni’dir, Abdullah Cömert’tir. Ve daha niceleridir.

Adaletlerine, savcılarına, hakimlerine güvenmediğimiz bu tetikçilere karşı, adliye meydanlarını doldurarak, devrim yolunda düşenlere sahip çıkarak, halkın mahkemelerinden kaçamayacaklarının görüntüsü olalım..

Her alanda olarak korku salalım bu barbarlara..

Bu coğrafyanın her yerinden kan damlarken, faşizm her koldan saldırırken, bizleri katledenlere karşı susmamak için dayanışmayı büyütelim.. Devrim yolunda düşenleri ve dövüşenleri yalnız bırakmayalım.

“Umudu yaratanlar; Mücadeleye inanlar ve kavganın tam ortasında olanlardır” yoldaşlar…  

Bir Ö-G Okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu