“Gençliğimde, babam hep içimdeki eşcinsellikten kurtulmam için orduya katılmamı isterdi. Şimdi yetişkin birisiyim (hala olabildiğine gay) ve babamın dileği gerçekleşti. Şöyle ki, farklı bir orduda asker oldum, daha iyi bir orduda. Ben YHO’nda bir kızıl savaşçıyım.”
Ka Oliver, kırsalda devrimci silahlı mücadeleye katılmış birçok gay ve lezbiyen yoldaştan birisi. Çocukluğunu ve muhafazakar bir ailede büyümenin zorluklarını aktarırken esprili bir dil kullanmayı seviyor. Ama ne için mücadele ettiğinden bahsederken ciddi ve kararlı.
“LGBTQ topluluğunun cinsel baskıdan kurtuluşunun tek yolu sınıf baskısını ortadan kaldırmaktan geçer.” Ona göre, Filipin LGBTQ mücadelesi, Filipin toplumunun, sadece LGBTQ topluluğunun değil, tüm ezilen sınıfların baskısını, ayrımcılığını ve faşist zulmünü besleyen ve sürdüren yarı-sömürge ve yarı-feodal koşullarını ortadan kaldırma mücadelesini kapsamalıdır.
YHO’na katılmadan önce, Oliver’ın ‘Gay Pride’ kavramı, bireycilik merkezli ve sınıf mücadelesinin toplumsal gerçekliklerinden kopuk burjuva ve post-modernist fikirlerden büyük ölçüde etkilenmişti. O zamanlar, onun anlayışı, insanların -eşcinsel olsun ya da olmasın- demokratik haklarını inkar eden maddi koşullardan ve yapılardan yoksun, gurur ve kendini kabulle sınırlıydı. “Eğitimden mahrum kaldığımızda, sömürüldüğümüzde, ailemizi doyuramadığımızda, tek geçim kaynağımız olan toprağımızdan sürüldüğümüzde nasıl ‘gurur’ (Pride) duyabiliriz?”, diyor. Ka Oliver, ‘uyanmış’ bir gey olmanın, cinsiyet kimliği politikalarının ötesinde ulusal demokratik mücadelenin evrensel gerçeklerini sıkıca kavramak anlamına geldiğine inanıyor. “Ortak bir düşmana karşı diğer sınıflar ve sektörlerle birleşmeliyiz. Eşcinsel ya da değil, hepimiz emperyalizm, feodalizm ve bürokrat kapitalizmin kurbanıyız.”
Gay Savaşçı
Kırsal kesimde eşcinsel bir devrimci olarak yaşamanın ekstra zorlukları var, ancak Ka Oliver için FKP’nin ve YHO’nun LGBTQ topluluğuna saygı duyması ve desteklemesi gerçeği değiştiriyor. Arada bir, devrimci harekete katılmadan önce yaşadıkları kadar kötü ve sistematik olmasa da, ayrımcılık ve ataerkil kavramların izlerini yaşıyor. “YHO’ndaki yıllar, bu yorumların genellikle beni incitmek veya utandırmak için ifade edilmediğini bilecek kadar beni tecrübelendirdi. Bunlar genellikle eşcinsellerin kitle iletişim araçlarındaki tek taraflı ve alçaltıcı temsilinden kaynaklanıyor. Bazıları da ‘yumuşak huylu bir küçük burjuva’nın refahıyla gerçekten ilgileniyor.”
Miyop görüşlere karşı koymak için Ka Oliver, toplumsal cinsiyet klişelerine meydan okumak adına aktif olarak tartışmalara giriyor.
“LGBTQ topluluğunun üyeleri olarak, kabulün edilgen alıcıları olarak kalmamalıyız. Kitlelerin bizi kabul etmesini beklemek yerine doğrudan onlara gitmeli, deneyimlerimizi ve mücadelelerimizi paylaşmalıyız. Mücadelelerini ilk elden öğrenebilir ve ortak noktaları bulabiliriz.”
Oliver, bazı yoldaşların ve kitlelerin eşcinsellere yönelik önyargılarının, sürekli eğitim, proleter irade, eleştiri ve özeleştiri yoluyla düzeltilebileceğinden emin. Kendisi ise hala ‘Gay Pride’ olarak adlandırılan bireyci ve liberal burjuva fikirleri reddederek mücadele ediyor. Öyle ki, LGBTQ’nun yönetici sınıf tarafından statükoyu korumak ve toplumun topluluğa karşı önyargılarının gerçek köklerini örtbas etmek için sömürüldüğünü fark etmiş.
Devrimci İlişki
“İlişkiler açısından benim kuşağım aynı zamanda ‘gurur’un, sonuçları hakkında hiçbir endişe duymadan birden fazla partnerle anarşik cinsel ilişkiye girebilmek anlamına geldiği fikrinden besleniyor. Hareketin içinde, Partinin flört etme ve evliliğe ilişkin politikası, kadınların ve cinsel azınlıkların şiddet, taciz ve cinsel fırsatçılıktan korunmasını sağlamayı amaçlar.”
1990’larda Parti, tüm LGBTQ ilişkilerinin heteroseksüel ilişkiler gibi kolektif bilgi ve gelişim altında olması gerektiğini kurumsallaştırdı. Tüm LGBTQ çiftler ilişki içinde eşit haklara sahiptir ve tıpkı heteroseksüel ilişkilerdekiler gibi Partinin tüm desteğinden ve özeninden yararlanacaktır.
“Partinin LGBTQ topluluğunu koşulsuz kabul etmesi ve koruması, yalnızca bir sözde hizmet değil, bir ilke meselesidir.”
Ka Oliver son olarak, ”Artık daha büyük bir kolektifin, daha büyük bir mücadelenin parçası olduğum için, disiplini sürdürme biçimim basitçe cinsel dürtülerimi bastırmanın bir biçimi değil, proleter yeniden biçimlendirmemin bir yönüdür” dedi.
Bu Haziran ayında Onur ayını kutlarken, eşcinsel devrimciler ulusal demokratik mücadele bayrağını gururla sallıyor.
“Hepimiz için kurtuluş yoksa, gurur da olamaz.”
(Kaynak: Ang Bayan dergisi, 21 Haziran 2021 To be gay in the NPA adlı yazı: https://cpp.ph/2021/06/21/to-be-gay-in-the-npa-2/)
