GüncelManşet

“Cezai sorumsuzluk” ile muhaliflere saldırılar artacak

OHAL kapsamında çıkarılan 695 ve 696 no’lu Kanun Hükmünde Kararname’ler ile yaşanan ihraçlar, derneklerin kapatılması, tutsaklara “tek tip kıyafet” uygulaması, paramiliter güçlere cezasızlığın sağlanması ve “taşeronu kaldıracağız” söyleminin gerçeği yansıtmadığının meclisten kaçırılmasıyla gün yüzüne çıktı. Çıkarılan KHK’ler ile OHAL koşullarının süreklileşmesi sağlanırken 696 sayılı KHK ile ise “Darbe girişimi ve terör eylemlerinin bastırılması için hareket ettiği” ileri sürülen paramiliter güçlere cezai sorumsuzluk getirildi. Bu düzenleme ile muhalif kesime yönelik ırkçı-şoven saldırılar artacak yorumları yapılıyor.

 

8 Kasım 2016 tarihli kararnamenin 37’nci maddesine “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır” fıkrası eklendi. İfade edilen eke göre “Terörle mücadele” adı altında işlenecek her suç artık cezasız kalacak. 

 

Paramiliter güçlerin muhaliflere saldırması zemini hazırlandı

Bununla birlikte 696 sayılı KHK ile “Darbe girişimi ve terör eylemlerinin bastırılması için hareket ettiği” ileri sürülen paramiliter güçler, demokratik taleplerin ifade edildiği basın açıklamaları, toplantıları, salon etkinlikleri dahil muhalif kesimin düzenlediği her türlü etkinlik ve organizasyona saldırma hakkını kazanmaktadır. 

AKP’nin kendi bekası için yayımladığı KHK’ler ile iç savaşa hazırlık yaptığı tartışmaları komuoyunda sürerken, yapılan değişikliğin bir benzerinin de 1931 yılında çıkarılan KHK’de Van’ın Erciş ilçesinde yaşanan “Zilan olaylarının bastırılmasında” yer alan bekçi, korucu, milis ve ahalilerin yargılanmasının yolu kapatıldığı öğrenildi.

 

1930’da ne olmuştu?

“İsyan mıntıkasında işlenen ef’alin suç sayılmayacağına dair kanun” başlığı ile getirilen düzenleme 1850 sayılı Kanunun 1. maddesinde, “Erciş, Zilân, Ağrıdağ havalisinde vuku bulan isyanla, bunu müteakip birinci umumî müfettişlik mıntakası ve Erzincanın Plümür kazası dahilinde yapılan takip ve tedip hareketleri münasebetler ile 20 haziran 1930 dan 1 kânunuevvel 1930 tarihine kadar askerî kuvvetler ve Devlet memurları ve bunlarla birlikte hareket eden bekçi, korucu, milis ve ahali tarafından isyanın ve bu isyanla alâkadar vak’aların tenkili emrinde gerek müstakillen ve gerek müştereken işlenmiş ef’al ve harekât suç sayılmaz” ifadeleri yer alıyor. Aynı kanunun 2. maddesinde de “Bu kanun neşri tarihinden muteberdir” deniliyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu