Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçlarda haksız tahrik indiriminin kaldırılmasına ilişkin Meclis Başkanlığı’na kanun teklifi sundu.
“Cezasızlık politikasının yürütülmesi için bir araç haline gelmiştir”
Kadına ve çocuğa yönelik artan şiddet, katliam, istismara dikkat çekilen teklifte, “TBMM’de kurulan Kadına Yönelik Şiddetin Nedenlerini Araştırma Komisyonuna bilgi veren Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Nüfus Etütleri Enstitüsü yöneticilerinin verileri, Türkiye’de her 10 kadından 4’ünün yaşamının bir döneminde şiddete maruz kaldığını ortaya koymuştur. Verilere göre erkekler 2021 yılında; en az 339 kadını ve 34 çocuğu katletmiş,793 kadını yaralamış 96 kadına karşı nitelikli cinsel saldırıda bulunmuş, 772 kadını seks işçiliğine zorlamış, 424 kadını taciz etmiş, 208 çocuğu istismar etmiştir. Kadına yönelik erkek şiddetinin bu oranda yoğun olduğu Türkiye’de, ‘haksız tahrik’ indirimi kadınların katledilmesinin meşrulaştırılması ve cezasızlık politikasının yürütülmesi için bir araç haline gelmiştir” denildi.
“Failler cesaretlendirilmektedir”
Pınar Gültekin’i katleden fail Cemal Metin Avcı’ya haksız tahrik indirimi uygulanarak 23 yıl hapis cezası verilmesine yer verilen teklifte, “Türkiye’de cinsiyetçi yargı ‘haksız tahrik’ kavramını fail erkekler lehine oldukça geniş ele almaktadır. Mahkeme kararlarına bakıldığında özellikle kadınların fail tarafından onaylanmayan davranışları, yaşam tarzları ve tercihleri haksız tahrik indirimine konu edilmekte ve failler cesaretlendirilmektedir. Erkek egemenliğinin var olduğu ve eşitler arası koşullardan yoksun olan bir düzende kadınlara karşı işlenen erkek şiddeti ‘haksız tahrik’ indiriminin konusu olamaz. Dolayısıyla fail erkekleri cesaretlendiren, ceza indirimini almalarına sebep olan ve bir ‘erkeklik’ indirimi olan haksız tahrik indiriminin erkek egemenliğinden kaynaklanan suçlar bakımından uygulanmaması gerekmektedir. Haksız tahrik indirimi ayrımcılık saiki ile işlenen suçlarda da uygulanmamalıdır. Anayasanın 10’ncu Maddesi herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşit olduğunu belirtmektedir. Bu eylemlerin cezasız kalması kutuplaşmanın artmasına neden olurken barışın toplumsallaşmasını engellemektedir” ifadeleri kullanıldı.
