Güncel

Maraş Valiliği yine anmayı yasakladı

Maraş Katliamı’nın 43’üncü yıl dönümünde yapılacak anma valilik tarafından yasaklandı. Alevi örgütleri, yasağa rağmen 25 Aralık’ta Maraş’ta olacaklarını söyledi.

19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında yaşanan Maraş Katliamı’nın üzerinden 43 yıl geçti. Resmi rakamlara göre 111 kişinin katledildi, 100’ün üzerinde kişi yaralandı, Alevilere ait 200’ün üzerinde ev yakıldı ve 100’e yakın işyeri tahrip edildi.

Maraş Katliamı’nın 43’üncü yıldönümü nedeniyle yaşamını yitirenleri anmak için Alevi örgütlerinin Maraş’ta yapmak istediği anma etkinlikleri Maraş Valiliği tarafından yasaklandı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan ve Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardımcısı Müslüm Metin, Maraş Katliamı döneminde yaşanılanları ve valiliğin yasaklama kararını değerlendirdi.

Aleviler valilik yasağına rağmen Maraş’ta olacaklarını ve katliamı lanetleyeceklerini söyledi.

MA’dan Emrullah Acar’a konuşan PSAKD ve ABF başkanları Gani Kaplan ile Müslüm Metin valliğin yasak kararını tanımadıklarını ifade ettiler.

Katliamda anneler yaşandı?

Maraş Katliamı’nın 19 Aralık 1978’de başladığını ve 7 gün sürdüğünü belirten PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, yaşanan olaylarda çok sayıda Alevi yurttaşın yaşamını yitirdiğini söyledi. Yapılan katliama karşı Alevilerin göstermiş olduğu direnişin görmezden gelindiğini vurgulayan Kaplan, “Maraş’ta tarihi bir direniş verildi. Yörük Selim Mahallesi’nde ciddi bir direniş oldu. Alevilere en büyük desteği veren devrimci-sol-sosyalistler oldu.

Birlikte direniş ile daha büyük bir katliamın önüne geçildi. Eğer direniş olmasaydı Aleviler tarihte görülmemiş bir katliam ile karşı karşıya kalırdı” ifadelerini kullandı.

Katliamın devlet organizasyonu ile yapıldığını ifade eden Kaplan, “Mahkemeler bunun kanıtıdır. Katliamdan sonra izlenen süreç bunun kanıtıdır. 1978 yılında başlayan katliam 12 Eylül askeri faşist darbesinin temel taşlarının atıldığı bir katliamdı” dedi.

Katliamın 2 boyutu olduğunu belirten Kaplan, “Birinci boyutu Aleviler kente yerleştikçe ticarete ortak oldular, kardan pay almaya başladılar. Maraş’ın verimli olan arazileri ciddi anlamda Alevilere artı bir değer kazandırdı. Alevilerin Maraş’ta söz sahibi olması devlet açısında bir rahatsızlık oluşturdu. Bunun için katliam planlandı ve gerçekleştirildi. Katliamın sonrasına baktığımız zaman amaçlarına ulaştıklarını görüyoruz. Aleviler evlerini terk etmek zorunda kaldı. Aleviler Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeye göç ettiler. Bu noktada katliam amacına ulaştı. İnsanlar topraklarını tamamen terk etmez zorunda kaldı” diye konuştu.

Maraş’ta yaşamaya devam eden az sayıda Alevi yurttaşın halen tedirginlik içinde olduğunu ifade eden Kaplan, “Hala anılarını anlatmada zorlanan insanlar var. Büyük travmalar yaşandı. Hala bir korku var. Aradan geçen yıllarda yapılan anmalara katılımın istenilen düzeyde yapılması travmanın devamı olarak açıklanabilir” diye belirti.

“Yasak kararını tanımıyoruz”

Maraş Valiliğinin anmalara dair yasak kararına değinen Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yasaklamalar her yıl yapılıyor ama geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yılda Alevi kurumları Maraş’ta olacak. Hiç kimse bizi şehitlerimizi anmamızdan alıkoyamaz. Alevi toplumundan temel isteğimiz lütfen anmaya kitlesel destek verin. Biz Maraş’ın hesabını soracağız diyoruz. Milyonlarca insanı Maraş’a yığdığımız zaman Maraş’ın hesabı sorulmuş olacak. Hesap meydanlarda sorulur. Maraş katliamının 43’üncü yıl dönümünde Maraş’ta olacağız.”

“Katliam sonrası göç”

Maraş Katliamını Alevilere “siyasi otoritenin” başlattığı bir katliam olarak tanımlayan ABF Genel Başkan Yardımcısı Müslüm Metin, katliam öncesi Maraş’ta Alevi-Sünni ayrımcılığının tırmandırıldığını söyledi. 19 Aralık’ta Çiçek Sineması’na, Güneş Ne Zaman Doğacak isimli filmin gösteriminde patlayıcı madde atılmasıyla Katliama giden yolların yapı taşlarının döşendiğini dile getiren Metin, “Kalabalık sağcı bir grup ile Türkoğlu ilçesinden gelen bir grup ülkücü ‘Kanımız Aksada Zafer İslam’ın’ ve ‘Müslüman Türkiye’ sloganlarıyla seyirci kitlesini coşturdu. CHP binasına, PTT ve Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) binalarına saldırdılar. Saldırılar sonucunda resmi verilere göre yüzü aşkın Alevi öldürüldü, yüzlercesi yaralandı. Resmi olmayan beyanlara göre ise ölü sayısı 500’e yakındır” ifadelerini kullandı.

Alevi nüfusunun yoğun olduğu Maraş’ta katliamla birlikte sayılarının hayli azaldığına dikkat çeken Metin, “İnsanlar can güvenliği endişesinden dolayı evlerini yurtlarını terk etti. Kendi imkanlarıyla direniş gösterseler de gözü dönmüş ve her zaman destekli silahlı çetelere karşı savunma çok zor olmuştu” dedi.

“Herkesi Maraş’a bekliyoruz”

Maraş Valiliği’nin 43’üncü yıl dönümünde Alevi kuruluşlarının yapmak istediği anmaları yasaklamasına değinen Metin, “Katledilenlerimizi anmak da yasak. Valilik kentte her türlü etkinliğin yasaklandığını duyurdu. Neden her yıl tam da bu günlerde yasaklar getiriliyor?

Çünkü bu topraklarda Aleviler katledilir ama onları anmak tehlikelidir” diye belirti. Yasak kararına karşı 25 Aralık Cumartesi günü Maraş’ta olacaklarının altını çizen Metin, devamında şunları söyledi: “Hiç bir güç onları anmamıza, katilleri teşhir etmemize engel olamaz. Bu ülkede, 43 yıl önce Maraş’ta Aleviler katledildi. Bu gerçekliği kimse gizleyemez. Yasaklarla gözdağı vererek canlarımızı anmamız engellenemez. Maraş Alevi katliamını unutmadık affetmiyoruz. Katliamı yapanları bir kez daha lanetleyeceğiz. Tüm Canları Maraş’a katliamda yaşamını yitirdiğimiz canlarımızı anmak için Erenler Cemevi’ne bekliyoruz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu