DerlediklerimizGüncel

Nubar OZANYAN | Fırtınada damla olmak

"Emperyalist talan ve yağmaya, İttihatçı-Kemalist barbarlığa karşı Newroz renkli dağın ve Gezi ruhlu sokağın ellerini ve kalbini birleştirme göreviyle karşı karşıyayız.

En büyük kötülük, yoksulluk ve cehalettir. İnsanlık bu iki kahredici kötülükten kurtulunca dünya özgürlüğün yüzü olacaktır. Önümüzde uzun ve zorlu bir mücadele süreci ve ağır görevler vardır. Türkiye işçi sınıfı, derin sömürü altında ezilirken Kürdistan, İttihatçı faşist postallar altında işgal ediliyor.

Mazlum Kürt halkı ve gerilla, gaz bombaları altında kimyasal silahlarla imha edilmek isteniyor. Ancak nafile!

Kazanan mutlaka direnen ve savaşan gerilla ve sokakların yoksul kalabalıkları olacaktır.
Türkiye işçi sınıfını ve halkını sömüren ve ezenle, Kürt halkını inkar ve imhayla yok etmek isteyenler aynı sınıfın temsilcileridir.  Gerillanın ve özgür aklın yürüyüşünü durdurmaya çalışanlar aynı sınıfın zalimleridir. Bu ezeli düşmana karşı ortak mücadele bilinci ve örgütlülüğün önünde en büyük engel, Türk şovenizmi ve ortak mücadelede fikrinin zayıflığıdır. Ortak örgütlenmenin eksikliğidir.
Türkiye işçi sınıfı ve halkının büyük çoğunluğunun bilinci Türk şovenizmiyle kirletilmiş, duygu dünyası karartılmıştır. Diktatörlere karşı mücadele Türk şovenizmine karşı mücadeleyle birlikte ele alınmadığında özgürlük asla gerçekleşemez.

Kürt halkı, özgürlüğü ve onuru için fedakarlık dolu bir mücadele vermekte, çok ciddi riskler almaktadır. Soykırımcı Türk ordusunun teknik ve silah üstünlüğüne karşı ölümüne mücadele veriliyor. Kimyasal silah ve imha edici gaz kullanımına karşı büyük bir kararlılık gösteriliyor. Halk, topraklarını dostlarına bütün kalbiyle açarken işgalcilere-soykırımcılara ise kapılarını kapatmaktadırlar. Türkiye işçi sınıfı ve halkının ise Kürt halkına uygulanan barbarlığa karşı sesi yok denecek kadar az çıkmaktadır. “Uygar dünya” ise sağır ve körleri oynamaya devam ediyor. Kabul etmek gerekir ki, bugün Kürt halkı ve gerillası hem Türk halkının hem de Ortadoğu halklarının ilerici, eğitici rolünü oynamaktadır.

Başta Britanya-ABD-Avrupalı emperyalistlerin gözü Kürdistan’ın petrol ve gazındadır. Rusya’yla artan çelişkiler Batılı emperyalistlerin yüzlerini bir kez daha bu coğrafyaya dönmelerine neden olmuştur. Alternatif petrol ve doğal gaz boru hatları gündemdedir. Gözü dönmüş talan için yapmayacakları kötülük, işlemeyecekleri cinayet, yaptırmayacakları soykırım yoktur.

Emperyalist talan ve yağmaya, İttihatçı-Kemalist barbarlığa karşı Newroz renkli dağın ve Gezi ruhlu sokağın ellerini ve kalbini birleştirme göreviyle karşı karşıyayız. İşçinin sömürüden kurtulma mücadelesi, Kürt halkının özgürlük yürüyüşüyle birleştiğinde nehirlerin akışı değişecek zafer ezilen halkların elinde bayrak olacaktır.

En fazla sabır ve emek isteyen çalışmaların başında işçi sınıfı içinde örgütlenmek gelir. Çalışma ve yaşam koşullarının düzeltilmesi için ortaya konan irade, eğer faşist siyasal iktidara yöneltilmezse emek ve fedakarlıkla örgütlenen tüm direnişler boşa çıkacaktır. Çok değil daha birkaç ay önce Türkiye’de 120 işyerinde fiili grev ve direniş yaşandı. Ancak bu direnişler 1 Mayıs ve Newroz meydanlarına yeterince yansımadı. Küçük ve orta çaplı fiili grev ve direniş, 1 Mayıs’a ve Newroz meydanlarına yansıdığında AKP-MHP faşist yönetimi gerçek anlamda korkuyu yaşayacaktır.

İşçi sınıfı kendini sadece ekonomik-sendikal halkları için mücadeleyle sınırlamamalıdır. Aynı zamanda Türk şovenizmine, sendika ağalarının işçi sınıfını içten parçalamasına karşı da mücadelesini genişletip demir yumruğunu faşist iktidara yöneltmelidir. Bunu yapmazsa geçici ve kısmi kazanımlar ve ekonomik çabayla sınırlı mücadele çemberi içinde didinmekten kurtulamayacaktır.

Bugün Türkiye işçi sınıfının ve halkının yanı başında özgürlüğü ve onuru için mücadele veren Kürt halkına karşı bir görevi vardır.

Her gün sığınmacılara, Kürtlere, Ermenilere karşı azgın bir şovenizm dalgası yükseltilmektedir. Türkiye işçi sınıfı ve halkı bu faşist-şovenist saldırgan dalganın önünde barikat olmayı başarırsa gerçek anlamda özgürleşmenin yoluna girer.

Unutmayalım, büyük fırtınalar küçük rüzgarlarla başlar. Rüzgar olmanın iradesini ortaya koyanlar büyük özgürlük fırtınasının öncüsü olabilir.

 Yeni Özgür Politika 20 Mayıs 2022 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu