Manşet

İşte bu da Tayyip Erdoğan Aleviliği!

Tayyip Erdoğan’da Aleviymiş ya da İşte bu da Tayyip Erdoğan Aleviliği!

Mersin: Tayyip Erdoğan birçok konudan da benzer atılımlar yaparak çıkmıştı karşımıza, bu kez de Alevilik meselesinde ilginç yorumlama ve yaptığı yoruma göre kendini “en iyilik” statüsünde gördü. Tayyip Erdoğan’a göre Alevilik Hz. Ali’yi sevmek ve onun gibi yaşamak ve bu sevgi işini de “-abdestsiz namaz mı kılınır? –ben kıldım oldu.” Hikayesindeki incelikle ben sevdim oldu sığlığıyla yapınca her şey bir anda tas tamam olabiliyor.

Özellikle başbakan yardımcısı Bülent Arınç ve Tayyip Erdoğan’ın genel olarak da AKP siyasetinin, ezilen milyonların simgeleşen isimlerini ağızlarına aldıklarında ezilenlere karşı yürüttükleri tüm politikalarını bir anda unutarak gözyaşı dahi dökebiliyorlardı. Uzunca bir süredir de AKP ezilen azınlık ulus ve mezheplere “onların da temsilciliğini yapıyoruz” mesajı vermeye çalışmaktadır. Bunu bazen “onun yerinde olsam ben de dağa çıkardım!”la yapıyor, bazen komünist şair Nazım Hikmet’i anarak yapıyorlardı şimdi de “en iyi Aleviyim” le yapmaya çalışıyorlar. Elbette AKP’nin burada ezilenleri düşündüğünden söz edemeyiz onların tek amaçları sistemin devamlılığı için ellerinden gelenin en iyisini yapma durumu bir bütün olarak halkın, azınlık milliyet ve mezheplerin örgütlenmesinin önüne geçmektir. Sistemin ve sistem içindeki kendi konumlarının devamı ancak bu şekilde sağlayabileceklerinin onlar da pekala farkındalar. Zaten Tayyip Erdoğan’ı en iyi Alevi yapan şey de ezilenlerin örgütlenmesine karşı duydukları korkulardan ileri gelmektedir.

Daha çok AKP ve CHP arasındaki bir mesele, alınacak bir rövanşmış gibi gösterilen Alevi sorunu burjuva-feodal medya tarafından çokça dillendirilmeye başladığı dönemlerin toplumdaki Alevi insanların örgütlenmesinin arttığı dönemlerle çakışıyor olması tesadüfi bir olay değildir. Son dönemde Alevilerin hakları için alanları daha kalabalık daha renkli bir şekilde doldurduklarına tanık oluyoruz. Yine açılan Alevi kurum ve derneklerinin sayısında ciddi bir artış görebiliyoruz. İşte Alevi halkın bu gibi pratiklerin içerisinde bulunmasının dosta düşmana verdiği mesaj var olan-yok sayan hatta dalga geçen düzene karşı öfkenin, huzursuzluğun ve örgütlenme durumunun artacağının masajıdır. Bu duruma karşı sistem elbette bir önlem alacaktır ve aslında bin yıllardır devam eden alevi sorununu suni bir gündemmiş gibi tartışarak değersizleştirmeye çalışacaklardır. Hatta “ben Alevilere nasıl şirin gözükürüm?” sorusunu kendine sorunca buldukları tek yanıt basit bir tümdengelimle “Alevilik Hz. Ali’yi sevmek değil mi? Öyleyse ben dört dörtlük Aleviyim, benden iyi Alevi de olmaz” edebiyatıyla kafa yapan, baş döndüren yanıtla vücut bulabiliyor. Çünkü yine Tayyip Erdoğan tarafından bukalemun değişkenliğiyle sergilenen oyun geçen sene ATV’de katıldığı bir programda aynı yorumlamayla oynamıştı. Herhâlde Tayyip Erdoğan’ın Aleviliğe dair tek bildiği şey Hz. Ali’yi sevmek ve onun gibi yaşamaya çalışmak!

Tayyip Erdoğan’la birlikte başlayan Alevilik tartışmalarında birçok farklı düşünce bulunuyor. Kimilerine göre Alevilik İslamın ilerici bir mezhebiyken kimilerine göre ise daha İslam dini yokken insanların bir yaşam biçimi haline gelmiş felsefi bir düşünce. Bu görüşler elbette artırılabilir ve derinleştirilebilir ancak bizi Aleviliğin ilgilendiren boyutu, Aleviliğin bin yıllardır ezilen konumda olması dolayısıyla içerisinde halkın sesinin daha çok olması, sürekli olarak isyanlara ve direnişlere gebe olması, en önemlisi de halkın bu konuda taleplerinin bulunması ve bu taleplerin sistem tarafından her dönem yok sayılmasıdır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu