Eğitimin ticarileştirilmesinin devasa sorunları, kriz döneminde apaçık hale geldi. Enflasyonu bahane eden vakıf-özel üniversiteler ardı ardına fahiş oranlarda zamlara gidiyor. Öğrenim süresi boyunca yüzde 5 oranında zam yapacağını söyleyen ama şimdi bunu yüzde 300 gibi astronomik bir orana çıkaran Doğuş Üniversitesi bunun çarpıcı örneği oldu. Üniversitenin bu kararına karşı öğrenciler geçen hafta aileleriyle birlikte eylemlere başlamıştı. Dün de ailelerin öne çıktığı bir basın açıklaması gerçekleştirmişti.
Dünkü eylemin ardından ailelerle görüşen yönetim geri adım attığı izlenimi vermiş ve Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ile görüşüp 18 Ağustos perşembe günü bir karar bildireceğini söylemişti.
Fakat geri adım atmış gibi yapan Doğuş Üniversitesi yönetimi diğer yandan öğrencilere açtığı soruşturmalarla bu konudaki tutumunu da göstermiş oldu. Yönetim geçen hafta da 2 asistan öğrencisini “yediğiniz kaba tükürüyorsunuz” diyerek işten atmıştı.
Cumhuriyet’teki habere göre hukuk fakültesi öğrencilerinden Kıvılcım Çolak’a disiplin soruşturması açan yönetim, tebligatta “Eylemde saldırgan tavırlarda bulunmanız, eğitim öğretim faaliyetini engelleyecek taşkınlıkta bulunmanız, Rektörlük makamını basmaya ve suça tahrike tahrik ettiğiniz yönünde iddialar…” ifadelerini kullandı.
“Şehir dışında olan arkadaşlarımıza da dava açılmış”
Çolak, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Tebligat elime dün akşam ulaştı. Biz yalnızca bu parayı ödeyemeceğimizi söylemek için orada bulunduk. ‘Rektörlük makamını basmak’ diye bir ifade kullanılmış. Bu gerçekten çok komik, çünkü Rektörlük makamına kendileri bizi davet ettiler. Rektöre dediğimiz tek şey ‘hocam aşağıda da arkadaşlarımız bekliyor, size sorularımız var’ dedik. Rektör uzun uzun enflasyon ve hayat pahalılığından bahsedip gitti. Bunun ardından sözlü protesto gerçekleştirerek yuhaladık.
Şehir dışında olan eyleme katılmayan arkadaşlarımıza bile dava açılmış. Bunlar tamamen üniversitenin bastırma çabaları… Hukuk fakültesinde böyle bir haksızlığa uğramamız inanılmaz. Üstelik ben bir hukuk öğrencisiyim. Benden sözlü savunma da istenmemiş, diğer arkadaşlarıma bu hakkı tanımışlar ancak benden yazılı savunma istemişler. Fiyatlar normale dönene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz”
